Sağlıktaki en büyük sıkıntıların başında elbette ki  en önemli sorun personel yetersizliğidir. Diğer  sorunlar makamını hak etmeyen yöneticiler , liyakate uygun olmayan yönetim sistemi, performans primi, bürokrasi engeli gibi sıralanabilir.

       Geçmiş dönem sağlık sistemini yaşamış ve iyi bilen yönetici nesli çarpık kadrolaşma yüzünden kaybolmaya başlamış gibi görünüyor. Dolayısıyla şu anda içinde bulunan koşulları ve sağlık sistemini tek doğru gibi algılayan bir yönetici grubuyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla farklı alternatiflerle kıyaslama ve doğruyu bulma kapasitesi azalmış görünüyor. Doğru bir sağlık sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda yeterince bir araştırma, gözlem  ve birikim görülmüyor.Bize göre de şu anda var olan ve oldukça sorunlu  hastalıklı sağlık sistemi sanki en iyi ve tek alternatifmiş gibi algı yaratılıyor. Bazı yöneticiler sürekli olarak sağlık sistemimizin çok iyi noktalara geldiğini belirtseler bile sağlık sistemimizin yanlış yapılanmadan kaynaklanan sorunları periyodik olarak yeni problemler üretmeye devam etmektedir. Bu sorunları görmezden gelmek ileride daha büyük sorunlar açacak içinden çıkılmaz bir hale gelecektir.

       Bir çok sağlık çalışanı mutsuzdur. Buna teşvik eden ve mecbur bırakan yine yönetimin yapmış olduğu hatalardır. Bir hekimin poliklinikte günlük bakması gereken hasta sayısı şu olması gerekir diye bir kanun sayı yok ama bir hekim gelen hastaya en az 10 dakika ayırmalı bu kontrol muayenelerinde 15 dakikayı bulmalı ki verim alınabilsin. Polikliniklere en az 120-150 arası hasta dağılımı yapılıyor . Bu da hastaların verimsiz bakılmasını doğuruyor. Hekimler arasında performans yarışı başlıyor. Hastaya faydalı olmak odaklı değil performansa odaklı çalışmayı öngören bu sistem sonucunda bazen istenmeden yanlış tedaviler, yanlış ameliyatlar, eksik anamnezler (hastalık hikayesi) , yanlış ilaç kullanımları ve kamuoyunda sıkça rastladığımız sağlıkta skandal haberlerine yol açıyor . Liyakatli olmayan personel  yani yeterli sağlık eğitimi almamış ve bu işin uzmanlığında sağlık konusunda yetiştirilen personel yerine sadece belirli bir siyasi ideoloji ve görüşlerinden dolayı işe alınan personellerin görev yapması da bu sorunların artmasına katkı sağlıyor.  Maalesef bu sistem hastanelerin yoğunluğunu daha da arttırdığı gibi eksik personel ile işleri döndürmeye çalışan hastanelerde durum daha da vahim. Personel yetersizliği ve hasta yoğunluğundan yardımcı personel eksik işlemler yapıyor, yanlış teşhis giriyor, yanlış hastayı kaydediyor, hastaların isimleri karışıyor ve daha bir sürü şey. Sebebi ne ; çok hasta bakmak , çok döner sermaye kazanmak . Ama personel bitkin yetişmekte zorlanıyor . Bazı Hastanelerde 3 doktora bir sekreter düşüyor tek doktor 150 hasta bakarsa 1 sekreter 450 kişiyle uğraşıyor bunların hiç biri etik olmamakla beraber yanlışlar zincirine hep yeni halkalar ekleniyor .Olay sadece  polikliniklerle sınırlı değil tabiî ki de. Poliklinikten çıkan hasta kan vermek için kan almaya geldiğinde yine bir sorun.en az  500-600 kişiye tek sekreter yardımcı olmaya çalışıyor. Aç kan vermek için bekleyen hastalar kan verene kadar öğlen oluyor bazen sonuçların çıkması ertesi güne kalıyor. Bütün bu sorunların sonucunda gerginlikler, kavgalar , personele şiddet,  hakaret , fiziksel ve sözel şiddetler baş gösteriyor. Maalesef  yöneticiler bazen böyle durumlarda siyasi kaygı ve bulunduğu makamın elden gideceği korkusu ile personelinin yanında olup onu savunmakta yeteri kadar özverili ve hakkaniyetli davranmadıkları da oluyor.

       Performans primi uygulaması kesinlikle kaldırılmalı,bunun yerine hekimlere görevlerine uygun olarak adaletli bir ücretlendirme sistemi getirilmelidir. Sağlık personelleri diğer meslek gruplarına göre hem şu anki çalışmalarında hem de emekliliklerinde ciddi mağduriyetler yaşamaktadırlar. Sağlık bakanlığının konunun muhatapları olan Meslek kuruluşları, Sivil Toplum Örgütleri gibi birçok kuruluşun dahil olduğu bir çalıştay düzenleyerek mevcut Sağlık sisteminin yenilenmesi gerekmektedir.Sağlıkta da Muasır Medeniyet seviyesinin üstüne çıkmalıyız.Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ünde dediği gibi “nüfusumuzun korunması ve arttırılması amacına önemle dikkatlerinizi çekerim. Toplumun sağlığı için öngörülen köklü önlemler durmaksızın geliştirlimeli ve genişletilmelidir. Bereketli ve verimli olan Türk milletinin sürekli ve teknik sağlık önlemlerine kavuşunca ,Türk vatanını dolduracak ve şenlendirecek güçte olduğuna kimsenin kuşkusu yoktur.”